Tom Mary'nin küçük kız kardeşi ile nişanlıdır.
- Tom is engaged to Mary's younger sister.
Tom Ruth'la nişanlıdır.
- Tom is engaged to Ruth.
Zor bir görevle meşgulüz.
- We are engaged in a difficult task.
O, mektupları yazmakla meşguldü.
- She is engaged in writing letters.
Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.
- The media got wind of a rumor about his engagement and came quickly.
Bob, Mary ile bir yılı aşkın bir süredir nişanlıdır.
- Bob has been engaged to Mary for over a year.
Dedikodu ile meşgul olcak zamanım yok
- I have no time to engage in gossip.
Ben başıboş tahminle meşgul olmam.
- I don't engage in idle speculation.
Tom'un anne-babası onun nişanı ile ilgili onu tebrik ettiler.
- Tom's parents congratulated him on his engagement.
Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.
- The media got wind of a rumor about his engagement and came quickly.
Tom Mary ile meşgul oldu.
- Tom was engaged to Mary.
They were engaged last month! They're planning to have the wedding next year.
Thou that doest liue in later times, must wage / Thy workes for wealth, and life for gold engage.
Whenever I engage the clutch, the car stalls out.
... less likely to engage in these kinds of violent acts. We're not going to eliminate everybody ...
... as they engage in the difficult but necessary talks ...