O beklenmedik engellerle karşılaştı.
- He encountered unexpected obstacles.
Tom o ormanda doğaüstü yaratıklarla karşılaştığını iddia ediyor.
- Tom claims to have encountered supernatural creatures in that wood.
En çok hangi tür hayvanlarla karşılaşmaktan korkarsınız?
- What kind of animals are you most afraid to encounter?
Yeni bir sorunla karşılaşmadık.
- We haven't encountered any new problems.
Sami ve Leyla'nın karşılaşmaları işyerleri ile sınırlıydı.
- Sami and Layla's encounters were limited to their workplace.
Yeni bir dil öğrenirken ben her zaman zaten bildiğim dillerde benzerliklere rastlıyorum.
- When I learn a new language, I always encounter similarities with the languages I already know.
Sigorta bize içinde yaşadığımız dünyanın tamamen güvenli olmadığını hatırlatıyor; biz hastalanabiliriz ya da beklenmedik şeylerle karşılaşabiliriz.
- Insurance makes us remember that the world we live in isn't completely safe; we might fall ill, face danger or encounter the unexpected.
Hayatında hiç böyle bir ikilem ile karşılaşmamıştı.
- Never in his life had he encountered such a dilemma.
Their encounter was a matter of chance.