en ufak

listen to the pronunciation of en ufak
Türkisch - Englisch
slightest

I haven't the slightest idea. - En ufak bir fikrim bile yok.

He's offended at the slightest thing, he takes exception to nearly everything we say to him. - O en ufak bir şeye darılıyor, ona söylediğimiz yaklaşık her şeye itiraz ediyor.

tiniest

That was the tiniest cockroach I've ever seen in my life. - O, hayatımda şimdiye kadar gördüğüm en ufak hamam böceğiydi.

{s} least

I am grudged even the least bit of happiness. - En ufak mutluluk bile bana çok görülüyor.

merest

Among familiars, the merest hint suffices each to know what's going on. - Tanıdıklar arasında, en ufak ipuçlarının her biri neler olup bittiğini bilmek için yeterlidir.

the merest
en ufak
Favoriten