The strangest thing is that he saved his arch enemy from an unavoidable death.
- En tuhaf şey onun en büyük düşmanını kaçılmaz bir ölümden kurtarmış olmasıdır.
He is the greatest architect that has ever lived.
- O şimdiye kadar yaşamış en büyük mimar.
Fatima is the eldest student in our class.
- Fatma sınıfımızdaki en büyük öğrencidir.
It's not easy being the eldest child.
- En büyük çocuk olmak kolay değil.
Communism was the biggest issue in the campaign.
- Komünizm kampanyada en büyük konu oldu.
Her debut was the biggest social event of the season.
- Onun sahneye ilk çıkışı mevsimin en büyük sosyal olayı idi.
Knowledge is the supreme power.
- Bilgi en büyük güçtür.
Knowledge is the supreme goal.
- Bilgi en büyük hedeftir.
The Lake Van is the greatest lake of Turkey.
- Van Gölü Türkiye'nin en büyük gölüdür.
He is one of the greatest artists in Japan.
- Japonya'daki en büyük sanatçılardan biridir.