en çok

listen to the pronunciation of en çok
Türkisch - Englisch
{s} most

Mumbai is the most populous city in India and the second most populous city in the world. - Bombay, Hindistan'ın en çok nüfusa sahip şehridir ve dünyadaki ikinci en çok nüfusa sahip şehirdir.

Where was I when I needed myself most? - Kendime en çok ihtiyacım olduğunda neredeydim?

maximum
chiefly

This book is chiefly concerned with the effects of secondhand smoking. - Bu kitap en çok pasif içiciliğin etkileriyle ilgilenmektedir.

most, at (the) most
(Bilgisayar) allow
(Bilgisayar) more
full
record
primarily
mainly
at most

Tom is at most thirteen years old. - Tom en çok on üç yaşında.

She is eighteen at most. - O en çok on sekizdir.

best

What subjects do you like the best? - En çok hangi konuları seversin?

Take the one you like best, whichever it is. - En çok sevdiğin birini al, hangisi olursa olsun.

at the most

It'll take us three, maybe four weeks at the most. - En çok üç, belki dört haftamızı alacak.

This watch costs ten dollars at the most. - Bu saat en çok on dolar tutar.

en so
chief

This book is chiefly concerned with the effects of secondhand smoking. - Bu kitap en çok pasif içiciliğin etkileriyle ilgilenmektedir.

{s} outside
prevailing
{s} furthest
veriest
mostly
most#beautiful
en çok
Favoriten