İstihdam politikası bir başarısızlıktır.
- The employment policy is a failure.
İngiltere'de istihdam oranı rekor düzeyde.
- The UK employment rate is at a record high.
İş için bu firmaya başvuruda bulunacağım.
- I will make an application to that firm for employment.
İşçiler iş krizinde mali yenilgi alıyorlar.
- Workers are taking a financial beating in the employment crisis.
Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.
- Everyone has the right to work, to free choice of employment, to just and favourable conditions of work and to protection against unemployment.
Şirket yirmi kişiyi işe almak istiyor.
- The company want to employ twenty people.
Şirket 20 kişiyi işe almak istiyor.
- The company wants to employ 20 people.
Bu hanımefendi kaç hizmetçi çalıştırmak istiyor?
- How many maids does that lady want to employ?
Küçük bir şirket 50 kişi çalıştırmaktadır.
- A small company employs 50 people.
Şirket tam gün çalışan 22 personele iş vermektedir.
- The company employs 22 full-time staff.
Bazı işverenler, hapishaneden yeni çıkmış insanları işe almaya isteksizdirler.
- Some employers are reluctant to take on people who have recently been released from jail.
İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.
- Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.
Şirket tam gün çalışan 22 personele iş vermektedir.
- The company employs 22 full-time staff.
Bankada görevlendirildiğinde ,kolejde ekonomi öğretti.
- While employed at the bank, he taught economics at college.
O, bir bankada görevlidir.
- He is employed in a bank.
Lastik fabrikası 250 kişi istihdam etmektedir.
- The tire factory employs 250 people.
John 200 işçi istihdam etmektedir.
- John employs 200 workers.
Japon şirketleri genellikle çalışanlarına üniforma sağlar.
- Japanese companies generally provide their employees with uniforms.
Şirket tüm çalışanları için sağlık bakımı ve hayat sigortası avantajları sağlar.
- The company provides health care and life insurance benefits for all of its employees.
The personnel director handled the whole employment procedure.
At the period just preceding the advent of Bartleby, I had two persons as copyists in my employment, and a promising lad as an office-boy.
This new employment of his time caused no relaxation in his attention to my education.
How do you employ your spare time?.
Self-employment lacks the security of working for a big company, but at least the only idiot boss you will meet is yourself.
... who have come here illegally. What I will do is I'll put in place an employment ...
... in terms of employment and income brought into the city, ...