O genç adam, maaşındaki bir artışı hak ediyor.
- That young man deserves a raise in his wages.
Maaşını hemen ödedim.
- I paid his wages on the spot.
Patron bir haftalık ücretimi yükseltti.
- The boss advanced me a week's wages.
Yönetici ona iki haftalık ücreti avans verdi.
- The manager advanced him two weeks' wages.
Günahın bedeli ölümdür.
- The wages of sin is death.
Günahın bedeli ölümdür.
- The wages of sin are death.
Bize yüksek ücret ödemeye söz verdi.
- He promised to pay us high wages.
Polisler daha yüksek ücretler talep ettiler.
- The policemen demanded higher wages.