emniyetli

listen to the pronunciation of emniyetli
Türkisch - Englisch
reliable
allowable
under shelter
sound
admissible
trustworthy, reliable
safe, secure; trustworthy, reliable; admissible, allowable, safe
securely
secured
safer

A bird in hand is safer than one overhead. - Eldeki bir kuş yukardakinden daha emniyetlidir.

Tom knew it was safer to walk on the sidewalk, but he walked down the center of the road. - Tom kaldırımda yürümenin daha emniyetli olduğunu biliyordu ama yolun merkezinde yürüdü.

lockfast
emniyet
safety

The police took the hostages to safety. - Polis rehineleri emniyete götürdü.

But for the safety belt, I wouldn't be alive today. - Emniyet kemeri olmasaydı şimdi hayatta olmazdım.

emniyet
security

At the end of the day, the goals are simple: safety and security. - Günün sonunda, hedefler basittir: emniyet ve güvenlik.

Tom has told us that the US government is trying to implement a weapon program that could seriously threaten the security of Russia. - Tom bize Birleşik Devletler hükûmetinin Rusya'nın emniyetini cidden tehdit eden bir silah bağdarlaması icra etmeye gayret ettiğini söyledi.

emniyetli akıntı
(Askeri) safe current
emniyetli bir şekilde
securely
emniyetli devre
(Askeri) approved circuit
emniyetli hale getirme
(Askeri) make safe
emniyetli sürat
(Askeri) safe speed
emniyetli yük
admissible load
emniyetli yük
safe load
emniyetli çalışma yükü
(Askeri,Teknik) safe working load
emniyetli Hava Kuvvetleri meteoroloji bilgi ağı
(Askeri) secure Air Force weather information network
emniyetli atlama şartları
(Havacılık) design ejection envelope
emniyetli ayrım
(Askeri) safe separation
emniyetli ayrım mesafesi
(Askeri) safe separation distance
emniyetli basınç sınırı
safety head
emniyetli bir mahalle
a safe neighborhood
emniyetli cephane
safety munition
emniyetli denizaltı geçiti
(Askeri) submarine safety lane
emniyetli derinlik
(Askeri) safe depth
emniyetli dijital ağ telsiz arabirimi
(Askeri) secure digital net radio interface unit
emniyetli dizayn yükü
safe design load
emniyetli durdurma depremi
(Çevre) safe shutdown earthquake
emniyetli gerilme
admissible stress
emniyetli geçiş
(Askeri) normal crossing
emniyetli kapak mühürü
(Tıp) induction seal
emniyetli kazan
safety boiler
emniyetli kazık yükü
safe pile load
emniyetli kordon santrali
(Askeri) secure cord switchboard
emniyetli olarak
securable
emniyetli patlayıcı
(Madencilik,Teknik) safety explosive
emniyetli randıman
safe yield
emniyetli ses sistemi
(Askeri) secure voice system
emniyetli taşıma kapasitesi
safe bearing capacity
emniyetli taşınacak yük
safe allowable
emniyetli telefon birimi
(Askeri) secure telephone unit
emniyetli telefon birimi III
(Askeri) secure telephone unit III
emniyetli telefon teçhizatı
(Askeri) secure telephone equipment
emniyetli telefon ünitesi (STU) giriş kontrol sistemi
(Askeri) secure telephone unit (STU) access control system
emniyetli tetik sistemi
(Avcılık) safe action
emniyetli tıraş makinesi
safety razor
emniyetli yer
beachhead
emniyetli yoldan muhabere paketi
(Askeri) secure en route communications package
emniyetli yük
admissible load, safe load
emniyetli yükseklik
(Havacılık) safe altitude
emniyet
reliance
emniyet
reliability
emniyet
safeguarding
emniyet
certainty
emniyet
police

The police took the hostages to safety. - Polis rehineleri emniyete götürdü.

Six of those detained were released after being interrogated at the İzmir Police Department. - Gözaltına alınanların altısı İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı.

emniyet
certitude
emniyet
anchorage
emniyet
assurance
emniyet
(Askeri) securite
emniyet
(Ticaret) guaranty
emniyet
safetied
emniyet
credence
mermi emniyetli
(Askeri) shellproof
emniyet
{i} credit
emniyet
safeness
emniyet
secureness
Dünya Çapında Emniyetli Ses Konferasn Sistemi
(Askeri) Worldwide Secure Voice Conferencing System
emniyet
police station
emniyet
police headquarters
emniyet
safety, security
emniyet
confidence, belief
emniyet
safekeeping
emniyet
(silah) guard
emniyet
safety, safety catch
emniyet
safety, security; confidence, trust, belief; the police, the law
emniyet
the police, the law
emniyet
repose
güvenilir emniyetli taşıma
(Çevre) safe secure transport
mermi emniyetli sığınak
(Askeri) light shelter
mermi emniyetli sığınak
(Askeri) light shellproof shelter
minimum emniyetli uçuş
(Havacılık) minimum safe altitude
Türkisch - Türkisch
İnanılır, güvenilir
EMNİYET
(Osmanlı Dönemi) (Emniyyet) : Eminlik, emin olma hâli, korkusuzluk, tehlikesizlik
EMNİYET
(Osmanlı Dönemi) Polis ve zabıta teşkilâtı
EMNİYET
(Osmanlı Dönemi) İtimad, güvenme, inanma
emniyet
Güvenlik: "Kendi vatandaşlarının ırz, mal, can emniyeti hakkında teminat istiyorlar."- E. E. Talu
emniyet
Bir araçta güven sağlayıcı parça
emniyet
(Osmanlı Dönemi) güven
emniyet
Güven, inanma, itimat: "Paris'teki hemşehriler bana büyük bir sevgi ve emniyetle kucaklarını açmışlardı."- R. N. Güntekin
emniyet
Güven, inanma, itimat
emniyet
Güvenlik işlerinin yürütüldüğü yer
emniyet
Güvenlik
emniyet
Polis işleri
emniyetli
Favoriten