emin olmayan

listen to the pronunciation of emin olmayan
Türkisch - Englisch
unsafe
unsure

A sure friend is seen in an unsure matter. - Bir emin arkadaş emin olmayan bir meselede görünür.

uncertain
unconvinced
emin ol
you bet
emin ol
be advised
emin ol
made sure of
emin ol
make sure

Make sure you turn everything off before you leave. - Yola çıkmadan önce her şeyi kapattığınızdan emin olun.

Before that, we had better make sure of the fact. - Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur.

emin ol
make sure of

You should make sure of it before you go. - Gitmeden önce ondan emin olmalısınız.

Before that, we had better make sure of the fact. - Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur.

emin ol
be sure

Be sure to put out the light before you go out. - Dışarı çıkmadan önce ışığı söndürdüğünüzden emin olun.

Be sure to turn off the gas before you go out. - Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğundan emin olun.

emin ol
ensure
emin ol
Believe me
emin olmayan
Favoriten