emin olma

listen to the pronunciation of emin olma
Türkisch - Englisch
sureness
The property of being sure, deft, confident of ability

The surgeon's sureness was the result of long study in school and long practice in the operating room, never did he hesitate and never was there a mis-move.

The property of being sure, certainty

His sureness was born of having looked it up in a reputable reference book.

The result or product of being sure
{n} certainty, truth, faithfulness, safety
The state of being sure; certainty
freedom from doubt; belief in yourself and your abilities; "his assurance in his superiority did not make him popular"; "after that failure he lost his confidence"; "she spoke with authority"
the quality of being steady and unfailing; "sureness of hand"
the quality of being steady and unfailing; "sureness of hand
{i} certainty, assurance, confidence; steadiness
emin olmak
ensure
emin olmak
to be sure (of)
emin ol
you bet
emin olmak
be certain

I want to be certain that we're doing what's best for Tom. - Tom için en iyi olanı yaptığımızdan emin olmak istiyorum.

I want to be certain you are who you say you are. - Kim olduğunu söylediğin kişi olduğundan emin olmak istiyorum.

emin olmak
to be certain

I want to be certain you are who you say you are. - Kim olduğunu söylediğin kişi olduğundan emin olmak istiyorum.

You've got to be certain. - Emin olmak zorundasın.

emin olmak
certain

It's our job to make certain Tom doesn't do that. - Tom'un onu yapmayacağından emin olmak bizim işimiz.

I have to make certain Tom knows where he needs to go. - Tom'un nereye gitmesi gerektiğini bildiğinden emin olmak zorundayım.

emin olmak
check on
emin olmak
sure

Tom checked to make sure Mary was still sleeping. - Tom Mary'nin hâlâ uyuduğundan emin olmak için kontrol etti.

Tom went out of his way to make sure Mary had a good time. - Tom Mary'nin iyi zaman geçirdiğinden emin olmak için zahmete katlandı.

emin olmak
assure
emin olmak
be advised
emin olmak
be sure of
emin olmak
insure
emin olmak
know one's own mind
emin olmak
sure of

I'd like to make sure of the time. - Ben zamandan emin olmak istiyorum.

emin olmak
to be sure

I wanted to be sure Tom was planning to be here. - Tom'un burada olmayı planladığından emin olmak istedim.

I want to be sure that you're doing this because you want to. - Bunu yapmak istediğin için yaptığından emin olmak istiyorum.

emin olmak
to be sure of
emin olmak
be positive about
emin olmak
verify
emin olmak
make certain

It's our job to make certain Tom doesn't do that. - Tom'un onu yapmayacağından emin olmak bizim işimiz.

I have to make certain Tom knows where he needs to go. - Tom'un nereye gitmesi gerektiğini bildiğinden emin olmak zorundayım.

emin ol
be advised
emin ol
made sure of
emin ol
make sure

Before that, we had better make sure of the fact. - Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur.

Make sure you turn everything off before you leave. - Yola çıkmadan önce her şeyi kapattığınızdan emin olun.

emin ol
make sure of

We'll make sure of it. - Bundan emin olacağız.

I'd like to make sure of the time. - Ben zamandan emin olmak istiyorum.

emin ol
be sure

Please be sure to let me know your new address soon. - Kısa sürede yeni adresini bana bildirdiğinden emin ol.

How can you be sure your girlfriend isn't faking her orgasms? - Kız arkadaşının orgazm takliti yapmadığından nasıl emin olabilirsin?

emin ol
ensure
emin olmak
feel in one's bones
emin olmak
feel in one's bones that
emin olmak
make sure

Tom checked to make sure the gas was turned off. - Tom gazın kapalı olduğundan emin olmak için kontrol etti.

Tom went out of his way to make sure Mary had a good time. - Tom Mary'nin iyi zaman geçirdiğinden emin olmak için zahmete katlandı.

emin ol
Believe me
emin olmak
know for certain
emin olmak
be certain of
emin olmak
be positive about smth
emin olmak
make certain of
emin olmak
be sure

I want to be sure that you're doing this because you want to. - Bunu yapmak istediğin için yaptığından emin olmak istiyorum.

I want to be sure Tom knows what he's supposed to do. - Tom'un ne yapması gerektiğini bildiğinden emin olmak istiyorum.

emin olmak
a) to be sure (of) b) to make sure (of/that)
emin olmak
feel certain
emin olmak
rest assured
emin olmak
(Fiili Deyim ) feel sure
kendinden emin olma
self-assurance
kendinden fazla emin olma
self assertion
Türkisch - Türkisch

Definition von emin olma im Türkisch Türkisch wörterbuch

emin olmak
İnanmak, güvenmek
emin olma
Favoriten