Her kitchen is equipped with labor-saving devices.
- Onun mutfağı emek tasarrufu yapan cihazlarla donatıldı.
This machine saves us a lot of labor.
- Bu makine emekten tasarruf etmemizi sağlıyor.
No gains without pains.
- Emeksiz kazanç olmaz.
He had gone there to help garbage workers strike peacefully for better pay and working conditions.
- Daha iyi maaş ve daha iyi çalışma koşulları için temizlik emekçileri grevine barış içinde yardım etmek için oraya gitmişti.
The biggest challenge to the project will be the availability of workers with the skills required to bring it to fruition.
- Projenin en büyük zorluğu, hayata geçirmek için gerekli beceriye sahip emekçilerin bulunup bulunmaması olacak.
No gains without pains.
- Emeksiz kazanç olmaz.
Go where you will, you can't hope for success without effort.
- Nereye gidersen git, emek vermeden başarıyı bekleyemezsin.
A considerable amount of time and effort have been spent already.
- Önemli miktarda zaman ve emek harcanmış durumda.
It's a very demanding profession.
- Bu çok emek isteyen bir meslek.