Yirmi kişiyi partime davet ettim fakat onların hepsi gelmedi.
- Invité a veinte personas a mi fiesta pero ninguno de ellos vino.
Onların on iki çocuğu var.
- Ellos tienen doce hijos.
O onlarla konuşmak için durdu.
- Él se paró a hablar con ellos.
Onlarla arkadaş olduk.
- Nos hicimos amigos de ellos.
Onlara güvenmek zorundayız.
- Tenemos que confiar en ellos.
Onlara güvenebilirsin.
- Puedes fiarte de ellos.
İnsanların dedikoduyu sevmediği tek zaman dedikoduda onlardan bahsedildiği zamandır.
- La única vez que a la gente no le gusta el chisme es cuando el chisme se refiere a ellos.
Tom onlardan biri değil.
- Tom no es uno de ellos.