elektro

listen to the pronunciation of elektro
Türkisch - Englisch
electrocardiogram

I need an electrocardiogram for this patient. - Bu hasta için bir elektrokardiyograma ihtiyacım var.

(İnşaat) electrode

The positive electrode is called the cathode. - Pozitif elektrota katot adı verilir.

The negative electrode is usually made of carbon. - Negatif elektrot genellikle karbondan yapılır.

electrical
electric

A positron is a small particle similar to an electron, but with a positive electric charge. - Pozitron bir elektrona benzeyen küçük bir parçacıktır fakat pozitif elektrik yüklüdür.

The German Flocken Elektrowagen, invented in 1888, is considered to be the world's first electric car. - 1888 yılında icat edilen, Alman Flocken Elektrowagen, dünyanın ilk elektrikli otomobili olarak kabul edilmektedir.

electro

Negative electrons attract positive electrons. - Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler.

Electronic commerce began to spread rapidly. - Elektronik ticaret hızla yayılmaya başladı.

electro-
electromagnets
elektro akustik
electroacoustics
elektro cerrahi
(Tıp) electrosurgical
elektro erozyon ile işleme
(Mekanik,Teknik) electrical discharge machining
elektro kaplama
electroplating
elektro kaplama
(Otomotiv) electroplate
elektro kinetik
electrokinetic
elektro mıknatıs
electromagnet
elektro optik
(Askeri) electro optics
elektro-
(Elektrik, Elektronik) electro-
elektro-akustik
(Elektrik, Elektronik) electro-acoustics
elektro-endoozmotik akış
(Tıp) electro-endoosmotic flow
elektro-erozyon
(Mekanik) electrical discharge machining
elektro-kaplama
electroplating
elektro-osmoz
electro-osmosis
elektro-ozmotik akış
(Tıp) electro-osmotic flow
elektro-pnömatik
electro-pneumatic
elektro-ışılışıyıcı
(Aydınlatma) electro-luminescent
elektro teknik
electro-technical
elektro birikimli
electrodeposited
elektro curuf ergitme
electroflux remelting
elektro curuf ergitme
electro flux remelting
elektro curuf ergitme
electro slag remelting
elektro erozyon makinesi
electric-erosion machine
elektro erozyonla işleme
(Askeri) electro discharge machining
elektro gaz kaynağı
(Havacılık) electro-gas welding
elektro kaplama banyosu
(Elektrik, Elektronik,Teknik) electroplating bath
elektro kardiyograf
electrocardiograph
elektro kimyasal konsolidasyon
electro-chemical consolidation
elektro kinetik enerji
electrokinetic energy
elektro kinetik olaylar
electrokinetic phenomena
elektro kinetik potansiyel
electrokinetic potential
elektro manyetik karışım
(Otomotiv) electro-magnetic interference
elektro mekanik taşlama
(Mekanik) electromechanical grinding
elektro narkoz
(Denizbilim) electro narcosis
elektro optik güdümlü bomba
(Askeri) electro-optical guided bomb
elektro optik istihbarat
(Askeri) electro-optical intelligence
elektro optik karıştırma
(Askeri) electro-optical jamming
elektro osmoz
electrosmosis
elektro ozmoz
electric osmosis
elektro pnömatik fren
electropneumatic brake
elektro pnömatik frenleme
electropneumatic braking
elektro pnömatik kontrol
pneumatic electric control
elektro pnömatik korna
electropneumatic horn
elektro polisaj
electropolishing
elektro tanı
(Tıp) electrodiagnosis
elektro çek
(Ticaret) electro cheque
elektro çektirmek
to have one's electrocardiogram taken
elektro çıkartıcı
electro-extractor
elektro-kimyasal eşdeğer
(Kimya) electrochemical equivalent
elektro-kimyasal işleme
(Havacılık) electro-chemical machining
elektro-kimyasal reaksiyon
electrochemical reaction
elektro-optik
electrooptics
elektro-optik etki
electro-optical effect
elektro-optik görüntü
(Askeri) electro-optic(al) imagery
elektro-optik savar
(Askeri) antielectro optic
elektro-optik taktik karar yardımı
(Askeri) electro-optical tactical decision aid
elektro-optik transistor
(Elektrik, Elektronik) electro-optical transistor
elektro-optik transistör
electro-optical transistor
elektro-optik-kızıl ötesi
(Askeri) electro-optical-infrared
elektro-optik; son ofis; eşit fırsat; icra emri; sadece gözler
(Askeri) electro-optical; end office; equal opportunity; executive order; eyes only
elektro-osmoz ile drenaj
electro-osmotic drainage
elektro-ozmotik hareketlilik
(Tıp) electro-osmotic mobility
elektro-ozmotik hız
(Tıp) electro-osmotic velocity
elektro-porselen
electroporcelain
elektro-ışılışıma
(Aydınlatma) electroluminescence
elektro-şoker
(Denizbilim) electro-shocker
Türkisch - Türkisch
bakınız elektrokardiyografi
bakınız: elektrokardiyografi
Englisch - Türkisch
elektrikle işleyen
elektrikle husule gelmi
elektriğe ait
elektro
Favoriten