Streetcars run on electricity.
- Tramvaylar elektrikle çalışırlar.
Nuclear power is used to generate electricity.
- Nükleer enerji elektrik üretmek için kullanılır.
Something is wrong with our electric heater.
- Elektrikli ısıtıcımızla ilgili doğru gitmeyen bir şey var.
There is no life without electricity and water.
- Elektrik ve su olmadan hayat olmaz.
There is a fault in the electrical system.
- Elektrik sisteminde bir arıza var.
Keep away from the electrical equipment.
- Elektrikli teçhizatlardan uzak durun.
The river furnishes electric power to the town.
- Nehir şehre elektrik enerjisi sağlamaktadır.
Tom wouldn't let his children use his power tools.
- Tom çocuklarının elektrikli aletlerini kullanmasına izin vermezdi.
The cable is not electrified.
- Kablo elektrikli değil.
The electrician will come and fix the cable next week.
- Elektrikçi önümüzdeki hafta gelip bu kabloyu onaracak.
This is Finland's biggest power station of all.
- Bu, bütün Finlandiya'nın en büyük elektrik santralı.
I sucked up the dust on the floor with a vacuum cleaner.
- Zemindeki tozu bir elektrik süpürgesi ile emdi.
The river furnishes electric power to the town.
- Nehir şehre elektrik enerjisi sağlamaktadır.
Electric power companies are seeking to reduce their use of coal.
- Elektrik enerjisi şirketleri kömür kullanımlarını azaltmaya çalışıyor.
This machine is driven by a small electric motor.
- Bu makine, küçük bir elektrik motoru ile çalıştırılır.