eleştirici

listen to the pronunciation of eleştirici
Türkisch - Englisch
critical

Don't be so critical. - Bu kadar eleştirici olmayın.

critic; >critical
assailant
faultfinding
censorious
faultfinder
assailer
judicial
reviewer
critic

Don't be so critical. - Bu kadar eleştirici olmayın.

critic; reviewer
argumentative
uncomplimentary
censor
eleştiri
criticism

I feel resentment against your unwarranted criticism. - Haksız eleştirine karşı kızgınlık hissediyorum.

She was apprehensive about receiving criticism of her performance. - O, performansı ile ilgili eleştiri alma hakkında endişeli.

eleştirici olmayan
uncritical
eleştiri
criticism; critique, review
eleştiri
commentary
eleştiri
comment
eleştiri
{i} review

The New York Times reviews her gallery all the time. - The New York Times onun galerisini her zaman eleştirir.

The film received mixed reviews. - Film karışık eleştiriler aldı.

eleştiri
{i} censure
eleştiri
knock

Don't knock Tom. He's doing his best. - Tom'u eleştirip durma. Elinden gelenin en iyisini yapıyor.

eleştiri
sideswipe
eleştiri
faultfinding
eleştiri
critics

Critics do not solve the crisis. - Eleştiriler krizi çözmez.

eleştiri
{i} animadvert
eleştiri
notice
eleştiri
reproof
Eleştiri
ands
aşırı eleştirici
hypercritical
eleştiri
slating
eleştiri
critique; review
eleştiri
animadversion
eleştiri
strictures
eleştiri
expostulation
eleştiri
knocking
eleştiri
critique

Mary has always been left-leaning, but since she's got a seat in parliament for the Left Party, she has become a media star with her radical critique of capitalism. - Mary her zaman sol eğilimli olmuştur, ama o Sol Parti için mecliste bir koltuğa sahip olduğundan beri, o, ​​radikal kapitalizm eleştirisi ile bir medya yıldızı oldu.

Her critique was totally inappropriate. - Onun eleştirisi tamamen uygunsuzdu.

eleştiri
denouncement
eleştiri
stricture
Türkisch - Türkisch
Eleştirme niteliği olan, tenkitçi
Eleştirmeci, eleştirmen
tenkitçi
eleştiri
Bir insanın, bir eserin, bir konunun doğru ve yanlış yanlarını bulunması amacıyla incelenmesi işi, tenkit: "Fırkacılık, karşıya sövüp saymadan çamur atmadan çok önce, hatta karşıyı eleştiriden önce, kendi ilke ve amaçlarını, uygulama yöntemlerini anlatmak olmalıydı."- T. Buğra
Eleştiri
kritik
Eleştiri
muaheze
Eleştiri
tenkit

O daima diğer insanları tenkit eder. - O sürekli diğer insanları eleştirir.

eleştiri
Bir insanı, bir eseri, bir konuyu, doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit
eleştiri
Bir yazının ya da sanat yapıtını her yönüyle inceleyip açıklayan yazı türü
eleştiri
Bir edebiyat veya sanat eserini her yönüyle sağlamak ve değerlendirmek amacıyla yazılan yazı türü, tenkit, kritik
eleştiri
Özellikle bilginin temellerini ve doğruluk durumunu inceleme, sınama, yargılama
eleştiri
Bir edebiyat veya sanat eserini her yönüyle sağlamak ve değerlendirmek amacıyla yazılan yazı türü, tenkit, kritik. Özellikle bilginin temellerini ve doğruluk durumunu inceleme, sınama, yargılama: "Zengin seçenekleri dinlerken siz de muhayyilenizi, eleştiri bilincinizi bilemiş olurdunuz."- H. Taner
yeni eleştirici
Yeni eleştirici yanlısı olan kimse
eleştirici
Favoriten