elbet

listen to the pronunciation of elbet
Türkisch - Englisch
sure

We don't know that for sure. - Onu elbette bilmiyoruz.

I'll be there for sure. - Elbette orada olacağım.

certainly

Certainly, my knowledge of French is limited. - Elbette, Fransızca bilgim sınırlıdır.

Certainly, these things are true. - Elbette, bu şeyler doğrudur.

certainly, decidedly, surely
surely

Surely, you can't mean that. - Elbette, onu kastedemezsiniz.

Surely you don't believe that. - Elbette ona inanmıyorsun.

of course

I am against the war, of course. - Ben, elbette, savaşa karşıyım.

Of course she passed the test. - Elbette o testi geçti.

Türkisch - Türkisch
Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz
Kuşkusuz
Her hâlde, şüphesiz, kuşkusuz: "Elbet bir başkasının yatağı başında gene bir araya geliriz."- R. N. Güntekin
elbette
elbet
Favoriten