Theory and practice should go hand in hand.
- Teori ve pratik el ele gitmeli.
Wealth and health go hand in hand.
- Servet ve sağlık el ele gider.
A surgeon lives with Death, his inseparable companion - I walk hand in hand with him.
- Bir cerrah ayrılmaz arkadaşı olan ölümle birlikte yaşar - Ben onunla el ele yürüyorum.
Fame doesn't always go hand in hand with success.
- Şöhret her zaman başarı ile el ele gitmez.
The kindergarten children were walking hand in hand in the park.
- Anaokulu çocukları parkta el ele yürüyordu.
The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
- Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
The kindergarten children were walking hand in hand in the park.
- Anaokulu çocukları parkta el ele yürüyordu.
I saw Jim and Mary taking a walk hand in hand in the park.
- Jim ve Mary'nin parkta el ele yürüdüklerini gördüm.