I have installed Microsoft Office on my personal computer, so please use its file format when you send me the attachment.
- Benim kişisel bilgisayarıma Microsoft Office yükledim, bu yüzden bana eklenti gönderdiğinde lütfen onun dosya formatını kullan.
Do you want to install this free browser add-on?
- Bu ücretsiz tarayıcı eklentisini yüklemek ister misiniz?
Any translation is an annexation.
- Herhangi bir çeviri bir eklemedir.
Include me in your plans.
- Planlarınıza beni ekleyin.
I've included a visitor's application.
- Bir ziyaretçinin başvurusunu ekledim.
Please add Tom's name to the list.
- Lütfen Tom'un adını listeye ekleyin.
A good head and a good heart are always a formidable combination. But when you add to that a literate tongue or pen, then you have something very special.
- İyi bir kafa ve iyi bir kalp her zaman müthiş bir kombinasyondur. Fakat buna bir okuryazar dil ya da kalem eklediğinizde, o zaman çok özel bir şeyiniz vardır.
Don't forget to attach your photo to the application form.
- Başvuru formuna fotoğraf eklemeyi unutma.
I attached my CV and my PhD proposals.
- CV'mi ve Doktora önerilerimi ekledim.
She enclosed a little dark chocolate in her valentine.
- O sevgililer gününde biraz koyu çikolata ekledi.
I have enclosed your order form.
- Sipariş formunuzu ekledim.
Adding comments makes the code easier to read.
- Yorum ekleme kod okumayı kolaylaştırır.
Thanks for adding me on Facebook.
- Beni Facebook'ta eklediğin için teşekkür ederim.
Add one teaspoon of paprika.
- Bir çay kaşığı kırmızı biber ekle.
I'll be back in a minute, he added.
- Bir dakika içinde döneceğim,diye ekledi.
You can get it at the courthouse, the clerk added.
- Onu adliye binasında alabilirsin, katip ekledi.
I can add many sentences in different languages.
- Farklı dillerde bir sürü cümle ekleyebilirim.
Don't add sentences from copyrighted sources.
- Telifli kaynaklardan cümleler eklemeyin.
It's hard to splice the two fragments together.
- İki bölümü birlikte eklemek zordur.
Could you splice these two pieces of rope together for me?
- Bu iki parça ipi benim için birbirine ekler misin?