Definition von einzelzimmer im Englisch Türkisch wörterbuch
- single
- {i} bekâr
Tom'un bekar olup olmadığından şüpheliyim.
- I doubt if Tom is single.
Tom ve Mary her ikisi de hâlâ bekar.
- Tom and Mary are both still single.
- apartment
- {i} daire
Ne oldu? Tüm apartman dairesinde su var.
- What happened? There's water in the whole apartment.
O, gerçek bir daire değildir.
- It isn't a real apartment.
- single
- tek
Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!
- Get both a phone and internet access in a single package!
Japonya'da neredeyse tüm yollar tek şerittir.
- In Japan almost all roads are single lane.
- apartment
- apartman daire
New York'ta yaşarken bir apartman dairesi kiraladık.
- We rented an apartment when we lived in New York.
Benim apartman dairem buraya yakın.
- My apartment is near here.
- apartments
- daire
- apartment
- lüks daire
- single
- sağlam
- single
- bir
Benim tek bir düşmanım yok.
- I don't have a single enemy.
Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?
- Did God really create the earth in a single day?
- apartment
- {i} oda
Daire üç küçük oda ve bir banyodan oluşuyor.
- The apartment consists of three small rooms and a bath.
İki odalı bir daire kiralamak istiyorum.
- I want to rent an apartment with two rooms.
- apartment
- {i} apartman dairesi
O, bir apartman dairesinde tek başına yaşıyor.
- He lives alone in an apartment.
Bir apartman dairesinde yaşıyorum.
- I live in an apartment.
- apartment
- (Mimarlık) flat
- single
- {s} tek bir
Gökyüzünde tek bir bulut yok.
- There isn't a single cloud in the sky.
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
- She left without saying even a single word.
- single
- gidiş bileti
- single
- yalnız gidi
- single
- yalın kat
