einladen

listen to the pronunciation of einladen
Englisch - Türkisch

Definition von einladen im Englisch Türkisch wörterbuch

invite
davet etmek

Sizi bir partiye davet etmek istiyorum. - I want to invite you to a party.

O, beni davet etmek için yeterince nazikti. - He was kind enough to invite me.

invite
davet et

Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum. - I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.

Onu konsere davet etti. - He invited her to go to the concert.

invite
{f} rica
invite
{f} istemek
ask out
(deyim) çıkma teklif etmek
ask out
(Argo) birine yazmak, yürümek
invite
çanak tutmak
invite
yol açmak
invite
çağırmak
invite
yüreklendirmek
invite
davetiye çıkarmak
ask out
Kız-erkek arkadaşlığı kurmak içişn teklif etmek
invite
{f} davet etmek, çağırmak: He invited only his close friends to the exhibit. Sergiye sadece en yakın arkadaşlarını davet etti
invite
{f} neden olmak
invite
invitingly davetkar bir şekilde
invite
{f} çekmek
invite
icrasını teklif etmek