Bir süreliğine daha havalar güzel olacak.
- We're going to have good weather for awhile.
Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
- I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
John, çok çalışıyorsun. Otur ve biraz dinlen.
- John, you've been working too hard. Have a seat and rest awhile.
Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
- She pondered the question for a while.
Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
- I want to leave these packages for a while.
The operation was really touch and go there for awhile but the doctor thinks he'll pull through.
- Die Operation war eine Weile sehr riskant, aber der Doktor denkt, er wird durchkommen.