Birkaç elbiseye baktı ve en pahalı olanı seçti.
- Sie schaute ein paar Kleider an und wählte das teuerste aus.
Birkaç yıl İspanya'da yaşadılar.
- Sie haben ein paar Jahre in Spanien gewohnt.
Babam, doğum günüm için bana birkaç CD aldı.
- My father bought some CDs for my birthday.
Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
- You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
- Only a few people showed up on time.
Sadece birkaç kişi beni anladı.
- Only a few people understood me.
Biraz vücut losyonuna ihtiyacım var.
- I need some body lotion.
Biraz kahve ister misin?
- Would you like some coffee?
Tom bir kaç kere başını salladı.
- Tom nodded his head a few times.
Adam bir kaç saat önce vefat etti.
- The man passed away a few hours ago.
Birkaç kitap var ama onlarda bazı baskı hataları var.
- There are a few books, but they have some misprints.
Teknik Oturum Gündeminde birkaç kişi daha sonra gün içindeki bazı oturumlara katılmak istediklerinden söz ettiler.
- A few people mentioned they would like to attend some sessions later in the day on the Technical Session Agenda.
Ben, bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
- I want to buy a pair of ski boots.
Babam bana bir çift eldiven aldı.
- Father bought me a pair of gloves.
Kimisi yürüyerek, diğerleri de bisikletle gitti.
- Some went on foot, and others by bicycle.
Tom bazı çok iyi sorular sordu.
- Tom asked some very good questions.
O, çok iyi olduğum bir şey değil.
- It's not something I'm very good at.
Bana o koyun etinden biraz ayır. Bir parça et için açlıktan ölüyorum.
- Save me some of that mutton. I'm starving for a bit of meat.
Tom bir parça müzisyen.
- Tom is something of a musician.
Yaklaşık 1:58'lik o akordun ne olduğunu tam anlayamıyorum. Birisi bana yardım edebilir mi?
- I can't quite figure out what that chord around 1:58 is. Can somebody help me out?
Burası yaklaşık 500 yıl önce yapıldı.
- This was built some 500 years ago.
She bought a couple of boots.
- Sie kaufte ein Paar Stiefel.
I'm taking a couple of days off.
- Ich nehme mir ein paar Tage frei.
He selected a pair of socks to match his suit.
- Er wählte ein Paar Socken, das zu seinem Anzug passte.
He sat reading, with his wife knitting a pair of gloves beside him.
- Er saß da und las, während seine Frau neben ihm ein Paar Socken strickte.