ein fassungsvermögen von … habend

listen to the pronunciation of ein fassungsvermögen von … habend
Englisch - Türkisch

Definition von ein fassungsvermögen von … habend im Englisch Türkisch wörterbuch

accommodating
{s} uyumlu
holding
tahvil
holding
tutarak

Tom Mary'nin yanında onun elinden tutarak oturdu. - Tom sat next Mary, holding her hand.

Nefesinizi tutarak kendinizi öldüremezsiniz. - You cannot kill yourself by holding your breath.

accommodating
yardımsever
accommodating
değişmeye hazır
accommodating
yardımcı
accommodating
{f} yerleştir
accommodating
değişime açık
holding
{i} mal

Tom küçük bir malzeme kutusu tutuyordu. - Tom was holding a small box of stuff.

accommodating
{s} uysal
accommodating
{s} mezhebi geniş
accommodating
{s} uygun
accommodating
{s} uysal, yumuşak başlı
accommodating
accommodate yerleştir
holding
tutan

Tutuklu onu tutan gardiyanlardan kaçtı. - The prisoner broke away from the guards who were holding him.

Şemsiye tutan adam Ken'dir. - The man holding the umbrella is Ken.

holding
(isim) tutma, toprak kiralama, arsa, hisse, mal, stok, alacak, karar
holding
{i} alacak
holding
{i} toprak kiralama
holding
{i} tutma

Sami tutmakta olduğu her şeyi düşürdü. - Sami dropped everything he was holding.

Açık söylemek gerekirse, bu takımın kazanamayacak olmasının sebebi onları geride tutmanızdır. - To put it bluntly, the reason this team won't win is because you're holding them back.

Deutsch - Englisch
holding
accommodating
having room for
seating
ein fassungsvermögen von … habend
Favoriten