O büyük, ihtiyar meşe ağacının dibinde çimlere uzanıp, gövdesine adlarımızın baş harflerini kazıyacağım.
- I'm going to lay you down in the green grass underneath that big old oak tree and then carve our initials into its trunk.
Çift baş harflerini meşe ağacına kazıdı.
- The couple carved their initials in an oak tree.
O, meşe ağacından bazı dallar kesti.
- He cut some branches off the oak tree.
Çiftler baş harflerini meşe ağaçlarına kazıdılar.
- The couples carved their initials in oak trees.
The morning after I arrived there, I took a walk into the woods of oaks.
- Am Morgen nach meiner Ankunft dort ging ich im Eichenwald spazieren.
The oak tree remained standing after the storm.
- Die Eiche stand noch nach dem Sturm.