He got his driving licence in less time than anyone.
- O herkesten daha az zamanda ehliyetini aldı.
She doesn't have a driving licence.
- O kadının sürücü ehliyeti yok.
You must have a driver's license before you can drive a car.
- Bir araba sürebilmenden önce bir ehliyete sahip olman gerekir.
She bought him a car, but he didn't have a driver's license so he couldn't drive it anywhere.
- O, ona bir araba aldı, ama onun bir sürücü ehliyeti yoktu bu yüzden o onu hiçbir yere süremedi.
I had my driver's license renewed last month.
- Ehliyetimi geçen ay yenilettim.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.
If I don't fail, then I can get my driving license this year.
- Çuvallamazsam, bu yıl ehliyetimi alabilirim.
I lost my driving license.
- Ehliyetimi kaybettim.
He drives without licence.
- O ehliyetsiz araç kullanıyor.
Tom has had his licence suspended.
- Tom'un ehliyetine el konuldu.