I want to meet people and have fun.
- İnsanlarla görüşmek ve eğlenmek istiyorum.
He just wants to have fun.
- Sadece eğlenmek istiyor.
He went to the city to have a good time.
- O eğlenmek için şehre gitti.
Tom doesn't need money to have a good time.
- Tom'un eğlenmek için paraya ihtiyacı yok.
Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out and have fun.
- Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
I want to meet people and have fun.
- İnsanlarla görüşmek ve eğlenmek istiyorum.
Everyone suggest me to stay in bed, but I want to go out and enjoy.
- Herkes yatakta kalmamı öneriyor fakat ben dışarı çıkmak ve eğlenmek istiyorum.
Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out and have fun.
- Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
I got the impression Tom wasn't having any fun.
- Tom'un eğlenmediği izlenimini aldım.
Did you have fun over the weekend?
- Hafta sonunda eğlendin mi?
Tom doesn't know how to have fun.
- Tom nasıl eğleneceğini bilmiyor.
Tom looks like he's enjoying himself.
- Tom eğleniyor gibi görünüyor.
It looks like Tom is enjoying himself.
- Tom eğleniyor gibi görünüyor.
Most of the revellers are tourists.
- Eğlenenlerin çoğu turist.
Don't come to school to lark around.
- Sadece eğlence için okula gelme.