Dragons still exist. That is, if you believe the legends.
- Ejderhalar hala var. Yani eğer efsanelere inanıyorsanız.
Legends of vampires flourish in the Balkans.
- Vampir efsaneleri Balkanlar'da gelişir.
It seems unlikely that any society could completely dispense with myths.
- Herhangi bir toplumun efsanelerinden tamamen vazgeçebilmesi olası görünmüyor.
It's probably just a myth that Isaac Newton discovered the laws of gravity when an apple fell on his head while he was sitting under a tree.
- Isaac Newton'un bir ağacın altında otururken kafasına bir elma düştüğünde yerçekimi kanunlarını keşfetmesi muhtemelen tamamen bir efsanedir.
There are a lot of legends in Japan.
- Japonya'da birçok efsane vardır.
We are familiar with the legend of Robin Hood.
- Robin Hood efsanesi bize tanıdık.
The Terminator saga also has a television series.
- Terminatör efsanesi ayrıca bir TV dizisi.
The unicorn is a fabulous monster.
- Tek boynuzlu at efsanevi bir yaratıktır.
He died believing that he had found the fabled golden city of the Incas.
- O, İnkaların efsanevi altın şehrini bulduğuna inanarak öldü.