O, çocuklarını eğitmek için saçını süpürge etti.
- She took pains to educate her children.
Son analizlerde, metotlar çocukları eğitmezler; insanlar eğitir.
- In the last analysis, methods don't educate children; people do.
Ford kötü eğitim gördü.
- Ford was poorly educated.
Tom oldukça tahsilliydi ve birkaç dili akıcı şekilde konuşurdu.
- Tom was highly educated and spoke several languages fluently.
Tom oldukça tahsilliydi ve birkaç dili akıcı şekilde konuşurdu.
- Tom was highly educated and spoke several languages fluently.
Ford kötü eğitim gördü.
- Ford was poorly educated.
Benim çok eğitimli annem az önce bize dokuz gezegeni gösterdi.
- My very educated mother just showed us nine planets.
Because of their liberal leanings they will co-educate their children.
... data science programs, or looking at ways to educate ...
... whatever you wanted is the right way to educate you. ...