O görüşlerinde esnektir.
- She is flexible in her opinions.
Vücudum eskiden olduğu kadar esnek değil.
- My body is not as flexible as it used to be.
Menisküs bir kemik değildir. Bu bir kıkırdak, esnek, elastik bir dokudur.
- The meniscus is not a bone. It is a cartilage, a flexible, elastic tissue.