Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
- Either way will lead you to the station.
Belgelerin yığınını eşit şekilde böl, ve onları birer birer odanın her iki tarafına koy.
- Divide the pile of documents equally, and take them one by one to either side of the room.
Ebeveynlerinden hiçbirine benzemez.
- He doesn't resemble either of his parents.
İkizlerin hiçbirini tanımıyorum.
- I don't know either twin.
O, sporların düşkünü değildir, ben de değilim.
- He is not fond of sports, and I am not either.
Çirkin değilim ama güzel de değilim.
- I'm not ugly, but I'm not pretty either.
Bu pulların ikisinden birini sana vereceğim.
- I'll give you either of these stamps.
İkisinden biri gitmeli.
- Either of the two must go.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?
İkisinden biri gitmeli.
- Either of the two must go.
Bardaklardan herhangi birini alabilirsin.
- You may take either of the glasses.
Ben, onlardan herhangi birini sevmiyorum.
- I don't like either of them.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?