Ben her iki kitabı okumadım.
- I haven't read either book.
Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
- Either way will lead you to the station.
Onlardan hiçbirini tanımıyorum.
- I don't know either of them.
Ebeveynlerinden hiçbirine benzemez.
- He doesn't resemble either of his parents.
Ben buna karşı değilim ama bunun lehinde de değilim.
- I'm not against it, but I'm not for it, either.
Bu benim değil. Benim de değil.
- This isn't mine. It's not mine either.
Bunların ikisinden birine sahip olabilirsiniz, fakat ikisine birden değil.
- You can have either of these, but not both.
İkisinden biri gitmeli.
- Either of the two must go.
İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar.
- If two past lovers can remain friends, it's either because they are still in love, or they never were.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?
İki kitaptan herhangi birini alabilirsin.
- You may take either of the two books.
Çocuklardan herhangi birini görmedim.
- I didn't see either boy.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?