Hepsi bununla tamamlandı.
- All is completed with this.
Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.
- All they that take the sword shall perish with the sword.
Şu ana kadar yaptığın bütün şey her şeye kusur bulmak, keşke daha yapıcı bir şey söyleyebilsen.
- All you ever do is nitpick. I wish you could say something more constructive.
Yapmanız gereken her şey bu evrakı imzalamaktır.
- All you have to do is sign this paper.
Bahçedeki bütün çiçekler sarı.
- All the flowers in the garden are yellow.
Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
- Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
Tepe tamamen karla kaplıydı.
- The hill was all covered with snow.
Bütün gün boyunca çiftlikte çalıştığı için, o tamamen yorgundu.
- Having worked on the farm all day long, he was completely tired out.
Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.
- I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one.
Ben dünyadaki tüm kuşların efendisiyim ve sadece düdüğüme üflemek zorundayım ve her biri bana gelecektir.
- I am master of all the birds in the world, and have only to blow my whistle and every one will come to me.
O özbeöz Amerikalı bir adamla evlenmek istedi.
- She wanted to marry an all-American man.
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
- Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Bill her zaman dürüsttür.
- Bill is honest all the time.
Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti.
- When I woke up, all other passengers had gotten off.
Buradaki tüm ağaçları kesecek misin?
- Are you going to cut down all the trees here?
Sıcak suyun tümünü kullanma.
- Don't use all the hot water.
Futbol takımımız kasabadaki diğer takımların tümünü yendi.
- Our soccer team beat all the other teams in the town.
Tom büsbütün o kadar kötü olamaz.
- Tom can't be all that bad.
Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti.
- When I woke up, all other passengers had gotten off.
Tüm İngilizce sözcüklerin %80'i diğer dillerden gelmiştir.
- 80% of all English words come from other languages.