The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.
- İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.
Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out and have fun.
- Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
Did you have fun over the weekend?
- Hafta sonunda eğlendin mi?
It looks like Tom is enjoying himself.
- Tom eğleniyor gibi görünüyor.
Tom certainly appeared to be enjoying himself.
- Tom kesinlikle eğleniyor gibi görünüyordu.
Most of the revellers are tourists.
- Eğlenenlerin çoğu turist.
Don't come to school to lark around.
- Sadece eğlence için okula gelme.