This dog is trained to smell out drugs.
- Bu köpek uyuşturucu bulmak için eğitilmiştir.
Military pilots are trained to take more risks than civilian pilots.
- Askeri pilotlar sivil pilotlardan daha fazla risk almak için eğitilmiştir.
My very educated mother just showed us nine planets.
- Benim çok eğitimli annem az önce bize dokuz gezegeni gösterdi.
Ford was poorly educated.
- Ford kötü eğitim gördü.
Tom was trained as a doctor.
- Tom bir doktor olarak eğitildi.
I trained the dog to do tricks.
- Oyun yapması için köpeği eğittim.
I am training hard so that I may win the race.
- Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
They needed jobs and training.
- Onların işlere ve eğitime ihtiyacı vardı.
What does it mean to have an educated mind in the 21st century?
- 21. yüzyılda eğitimli bir akla sahip olmak ne anlama geliyor?
Ford was poorly educated.
- Ford kötü eğitim gördü.
The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period.
- Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.
Musical talent can be developed if it's properly trained.
- Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.
The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
- Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
Fadil paid for Layla's schooling.
- Fadıl, Leyla'nın eğitimi için ödeme yaptı.