eğilir

listen to the pronunciation of eğilir
Türkisch - Englisch
flexible, limber
willowy
limber
flexible
bendable
(Bilgisayar) skew
{f} tilt

She stood silently, her head tilted slightly to one side. - Başı bir tarafa doğru hafifçe eğik, sessizce ayakta durdu.

The Earth is tilted at an angle of 23.4 degrees. - Dünya 23.4 derecelik bir açıyla eğilimlidir.

incline

He is inclined to be lazy. - O tembel olmaya eğimlidir.

He is inclined to get mad. - O, kızmaya eğilimlidir.

{f} leaning

The box is leaning to one side. - Kutu bir tarafa doğru eğik.

This house is leaning to one side. - Bu ev bir tarafa doğru eğiliyor.

{f} curve

The road curves gently toward the lake. - Yol göle doğru hafifçe eğilimlidir.

You're on top of the bell curve. - Sen çan eğrisinin tepesindesin.

{f} hog
{f} tilted

The Earth is tilted at an angle of 23.4 degrees. - Dünya 23.4 derecelik bir açıyla eğilimlidir.

She stood silently, her head tilted slightly to one side. - Başı bir tarafa doğru hafifçe eğik, sessizce ayakta durdu.

{f} curving
{f} inclined

Don't take it literally. He is inclined to exaggerate. - Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.

He is inclined to be lazy. - O tembel olmaya eğimlidir.

Ağaç yaş iken eğilir
(Atasözü) You can't teach an old dog a new trick
curved
Ağaç yaşken eğilir
You can't teach an old dog new tricks
ağaç yaş/taze iken eğilir
(Atasözü) Train a child while his mind is pliant
hunch
Türkisch - Türkisch

Definition von eğilir im Türkisch Türkisch wörterbuch

Bıçak, orak gibi araçları bilemeye yarayan araç
eğilir
Favoriten