He's been out on a bender with his mates.
She stood silently, her head tilted slightly to one side.
- Başı bir tarafa doğru hafifçe eğik, sessizce ayakta durdu.
The Earth is tilted at an angle of 23.4 degrees.
- Dünya 23.4 derecelik bir açıyla eğilimlidir.
Tom didn't seem inclined to elaborate and I didn't really want to know all the details anyway.
- Tom ayrıntılara girmek için eğilimli görünmüyordu ve ben zaten bütün detayları gerçekten bilmiyordum.
He is inclined to be lazy.
- O tembel olmaya eğimlidir.
Tom was leaning on the fence.
- Tom çitin üzerine eğiliyordu.
The box is leaning to one side.
- Kutu bir tarafa doğru eğik.
A straight line is a trivial example of a curve.
- Düz bir çizgi bir eğrinin önemsiz bir örneğidir.
A smile is a curve that sets everything straight.
- Bir gülümseme, her şeyi düzelten bir eğridir.
She stood silently, her head tilted slightly to one side.
- Başı bir tarafa doğru hafifçe eğik, sessizce ayakta durdu.
The spiral galaxy closest to our Milky Way galaxy is Andromeda. Andromeda is over 2 million light-years away. Its central bulge and spiral arms are tilted toward us at a 15 degree angle.
- Samanyolu galaksimize en yakın sarmal gökada Andromeda'dır. Andromeda 2 milyondan fazla ışık yılı uzaklıktadır. Onun orta çıkıntısı ve spiral kolları 15 derecelik açıyla bize doğru eğiktir.
He is inclined to get mad.
- O, kızmaya eğilimlidir.
Don't take it literally. He is inclined to exaggerate.
- Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.