I will stay with you provided that you stay here.
- Eğer burada kalırsan ben de seninle kalırım.
If every user added twenty a day to Tatoeba, it might be possible to reach one million sentences by Christmas.
- Eğer her kullanıcı Tatoeba'ya günde yirmi ilave yaparsa, Noel'e kadar bir milyon cümleye ulaşmak mümkün olabilir.
If you ever need a job, come see me.
- Eğer bir gün bir işe ihtiyacın olursa, beni gör.
If so, it shouldn't be any problem at all, should it?
- Eğer öyleyse hiç de sorun olmamalı, değil mi?
If so, then what do we do?
- Eğer öyleyse, o zaman ne yaparız?
If possible, I'd like to read more about this subject.
- Eğer mümkünse, bu konu hakkında daha fazla okumak istiyorum.
If possible, I'd like to see him.
- Eğer mümkünse onu görmek istiyorum.