duyulur

listen to the pronunciation of duyulur
Türkisch - Englisch
perceptible, audible
audible
sensible
duyulur duyulmaz
1. barely audible, faint (sound). 2. as soon as (the news, a sound, etc.) is/was heard
duy
heard

Nobody but John has heard of it. - John'dan başka hiç kimse onu duymadı.

We heard the boy playing the violin. - Çocuğun Keman çaldığını duyduk.

duy
(Elektrik, Elektronik) lamp base
duy
lamp socket
duy
point

We'd all be interested in your point of view. - Bakış açına hepimiz ilgi duyardık.

duy
female connector
Duy
light socket
Kara haber tez duyulur
(Atasözü) Ill (bad) news travels apace (fast)
duy
snout
duy
receptacle
duy
socket
duy
(electric light) socket
duy
holder
kara/kötü haber tez duyulur
(Atasözü) Bad news travels fast
kötü haber tez duyulur
(Atasözü) Bad news travels fast
Türkisch - Türkisch
duyulur
Favoriten