The divorce left the man with emotional wounds.
- Boşanma adamda duygusal yaralar bıraktı.
Tom has some emotional problems.
- Tom'un birkaç duygusal problemi var.
Tom couldn't help but feel sentimental.
- Tom duygusal hissetmekten kendini alamadı.
Don't be such a sentimental idiot.
- Böyle bir duygusal aptal olmayın.
Raccoons have become sentient.
- Rakunlar duygusal hale geldi.
How do I know that anyone else is a sentient being?
- Başka birinin duygusal bir varlık olduğunu nereden bilirim?
On-again, off-again relationships can be emotionally draining.
- Gelgitli, uzatmalı ilişkiler duygusal açıdan bezdirici olabilir.
Tom is emotionally blackmailing Mary.
- Tom duygusal olarak Mary'ye şantaj yapıyor.