They are more emotional than we.
- Onlar bizden daha duygusallar.
Madison made an emotional speech in Congress.
- Madison Kongrede çok duygusal bir konuşma yaptı.
Tom couldn't help but feel sentimental.
- Tom duygusal hissetmekten kendini alamadı.
Don't be such a sentimental idiot.
- Böyle bir duygusal aptal olmayın.
Raccoons have become sentient.
- Rakunlar duygusal hale geldi.
How do I know that anyone else is a sentient being?
- Başka birinin duygusal bir varlık olduğunu nereden bilirim?
I don't know how to talk to emotionally distraught people.
- Duygusal yönden perişan insanlarla nasıl konuşacağımı bilmiyorum.
On-again, off-again relationships can be emotionally draining.
- Gelgitli, uzatmalı ilişkiler duygusal açıdan bezdirici olabilir.