Somebody is standing in front of his room.
- Biri odasının önünde duruyor.
These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
He stood at the end of the line.
- Sıranın sonunda durdu.
Let's wait for the rain to end!
- Yağmurun durmasını bekleyelim!
Someone is standing at the gate.
- Birisi kapıda duruyor.
I'm worn out, because I've been standing all day.
- Bütün gün ayakta durduğum için yoruldum.
At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
- Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
I'm getting off the train at the next stop.
- Sonraki durakta trenden ineceğim.
Halt! Stay right where you are or I'll shoot!
- Dur! Olduğun yerde kal, yoksa vururum!
The car dove into the field and, after bumping along for a time, came to a halt.
- Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi.
Hold up, what do you think you're doing?
- Dur bakalım, Sen ne yaptığını düşünüyorsun?
I wonder how Tom is holding up.
- Acaba Tom'un durumu nasıl?
He stalled the engine three times.
- Üç kez motoru durdurdu.
You've stalled the engine.
- Sen motoru durdurdun.
Fiyatlar son on yıl boyunca sürekli arttı.
- Prices have risen steadily during the past decade.
Yazılım şirketi ekonomik durgunluk sürecinde büyük başarısızlığa uğradı.
- The software company collapsed during the recession.