durmaksızın

listen to the pronunciation of durmaksızın
Türkisch - Englisch
unceasingly
continuously, ceaselessly, unceasingly, nonstop, without cease
without cease
continuously, without stopping
ceaselessly
endlessly
nonstop
constantly
without ceasing
continuously
cease
dur
{f} stand

Somebody is standing in front of his room. - Biri odasının önünde duruyor.

I could scarcely stand on my feet. - Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.

dur
(Bilgisayar) end

Once the complaining starts, it never ends. - Bir defa şikayet etmeye başladığında asla durmaz.

Let's wait for the rain to end! - Yağmurun durmasını bekleyelim!

dur
conk out
dur
{f} standing

Someone is standing at the gate. - Birisi kapıda duruyor.

These two are standing abreast. - Bu ikisi yan yana duruyor.

dur
hold on
dur
stop

I'm getting off the train at the next stop. - Sonraki durakta trenden ineceğim.

A car stopped at the entrance. - Girişte bir araba durdu.

dur
halt

Halt! Stay right where you are or I'll shoot! - Dur! Olduğun yerde kal, yoksa vururum!

They were unanimous that the war should be brought to a halt. - Onlar savaşın durdurulması gerektiği konusunda aynı fikirdeydiler.

dur
hist
dur
hold it
dur
nix
dur
hold

Hold up, what do you think you're doing? - Dur bakalım, Sen ne yaptığını düşünüyorsun?

I wonder how Tom is holding up. - Acaba Tom'un durumu nasıl?

dur
whoa
dur
stall

He pushed the stalled car with all his might. - O, bütün gücüyle durmuş arabayı itti.

He stalled the engine three times. - Üç kez motoru durdurdu.

Englisch - Englisch

Definition von durmaksızın im Englisch Englisch wörterbuch

DUR
Durango, a state of Mexico
dur
Duration How long the spell lasts, usually expressed in turns (T)
dur
Drug utilization review (DUR) is a process which evaluates particular drugs for use by a specific member This process is conducted using specific edits-designed by the health plan and our Pharmacy and Therapeutics (P&T) committee-which are programmed into RxWEST claims processing computer Examples of DUR edits include: pregnancy, therapeutic duplication, and age precautions, dose range, drug interaction precautions, and gender compliance
dur
Drug utilization review
dur
Major; in the major mode; as, C dur, that is, C major
dur
Said of a wine which is too acidic
dur
a kingdom on the Va'andao sea, capital Baianch
dur
Drug Use/Utilization Reviews
dur
Durham 1: 43 hm Canada
dur
see- DRUG UTILIZATION REVIEW
Französisch - Türkisch

Definition von durmaksızın im Französisch Türkisch wörterbuch

dur
sert penis
dur
güç, katı, sert
dur
katı, sert; güç, ağır; dayanıklı; merhametsiz, duygusuz
Deutsch - Türkisch

Definition von durmaksızın im Deutsch Türkisch wörterbuch

Dur
majör
Dur
anadal
Dur
[das] majör
Kurdisch - Türkisch

Definition von durmaksızın im Kurdisch Türkisch wörterbuch

dûr
uzak
Englisch - Türkisch

Definition von durmaksızın im Englisch Türkisch wörterbuch

dur
(Bilgisayar) süre

Yazılım şirketi ekonomik durgunluk sürecinde büyük başarısızlığa uğradı. - The software company collapsed during the recession.

Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler. - They went skiing during their date.

durmaksızın
Favoriten