Tom yürüyüş sırasında ayak bileğini burktu.
- Tom sprained his ankle while hiking.
Kamp gezisi sırasında, Tom dizanteri oldu.
- While on the camping trip, Tom got dysentery.
O, Japonya'da iken kasaba kasaba dolaştı.
- He went about from town to town while he was in Japan.
Diğerlerinki bir kılıç iken, bir gladyatörün seçtiği silah topuzdur.
- One gladiator's weapon of choice is the mace, while the other's is a sword.
İngilizce sevmesine rağmen, o, matematikte zayıftır.
- While he likes English, he is weak in mathematics.
Lütfen sürüş esnasında sürücüyle konuşmayın.
- Please do not talk to the driver while he's driving.
Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
- She pondered the question for a while.
Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.
- It's so muggy; I think it will thunder in a short while.
Biz kek yerken ve çay içerken gece geç saatlere kadar konuştuk.
- We conversed until late at night while eating cake and drinking tea.
Bir öğrenciyken okuyabildiğin kadar çok kitap oku.
- Read as many books as you can while you are a student.
Bir süredir kola bağımlısı oldum ve onu her gün içtim.
- For a while, I was really addicted to cola and drank it every day.
Ayakkabılarımı bağlarken bunu tut.
- Hold this while I tie my shoes.
Bazen yeni şeyleri denemek iyidir.
- It's good to try new things once in a while.
Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.
- It's so muggy; I think it will thunder in a short while.
Kısa süre içinde seni aramadığım için üzgünüm.
- I'm sorry I haven't called you in a while.