Sürüş sırasında elde tutulan bir cep telefonu ile konuşmanın büyük cezaları vardır.
 - There are big fines for talking on a hand-held mobile phone while driving.
Tom yürüyüş sırasında ayak bileğini burktu.
 - Tom sprained his ankle while hiking.
Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.
 - He developed his English skill while he was in America.
Eşi ameliyatta iken, ben ona eşlik ettim.
 - I kept him company while his wife was in surgery.
İngilizce sevmesine rağmen, o, matematikte zayıftır.
 - While he likes English, he is weak in mathematics.
Lütfen sürüş esnasında sürücüyle konuşmayın.
 - Please do not talk to the driver while he's driving.
Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
 - While there is life, there is hope.
Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
 - She pondered the question for a while.
Sadece bir süre burada dinlenelim, ayaklarım o kadar çok ağrıyor ki yürüyemiyorum.
 - Let's just rest here for a little while, my feet are aching so much I can't walk.
Neden yaptığımı bitirinceye kadar burada beklemiyorsun?
 - Why don't you wait here while I finish what I'm doing?
Biz telefonda konuşurken bağlantı kesildi.
 - We were cut off while talking on the telephone.
O dükkana giderken köpeğini ağaca bağladı
 - He tied his dog up to the tree while he went into the store.
Bazen yeni şeyleri denemek iyidir.
 - It's good to try new things once in a while.
Tom kısa sürede ziyaret edecek.
 - Tom is coming over in a little while.
Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.
 - It's so muggy; I think it will thunder in a short while.