A car stopped at the entrance.
- Girişte bir araba durdu.
She stopped to smoke.
- O, sigara içmek için durdu.
He always stands off when people are enthusiastic.
- İnsanlar çoşkuluyken, o her zaman uzak durur.
These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
It rained for several days on end.
- Birkaç gün durmadan yağmur yağdı.
Let's wait for the rain to end!
- Yağmurun durmasını bekleyelim!
Somebody is standing in front of his room.
- Biri odasının önünde duruyor.
Someone is standing behind the wall.
- Birisi duvarın arkasında duruyor.
Were the earth to stop revolving, what do you suppose would happen?
- Dünya dönmeyi durdursa,ne olacağını tahmin edersin?
A car stopped at the entrance.
- Girişte bir araba durdu.
The blue sports car came to a screeching halt.
- Mavi spor araba durma noktasına geldi.
It was because of the storm that the trains were halted.
- Fırtınadan dolayı trenler durduruldu.
I wonder how Tom is holding up.
- Acaba Tom'un durumu nasıl?
The rule holds good in this case.
- Kural bu durumda geçerlidir.
You've stalled the engine.
- Sen motoru durdurdun.
He stalled the engine three times.
- Üç kez motoru durdurdu.
Amerika'da kaldığı süredeki deneyimlerini bize anlatmaya başladı. Biz dikkat kesildik.
- He started to tell us his experiences during his stay in America. We were all ears.
Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler.
- They went skiing during their date.