durchlaufend

listen to the pronunciation of durchlaufend
Deutsch - Türkisch
devam eden
Englisch - Türkisch

Definition von durchlaufend im Englisch Türkisch wörterbuch

continuous
devamlı

Tüketim toplumu ev atıklarındaki devamlı bir artışa katkı sağlıyor. - The consumerist society contributes to a continuous increase in the amount of household waste.

continuous
{s} sürekli

Ayırdedilebilir bir işlev her yerde süreklidir. - A function that is differentiable everywhere is continuous.

Tüm gün sürekli yağmur yağdı. - It rained continuously all day.

continuous
{s} aralıksız

Yağmur üç gün boyunca aralıksız yağdı. - It rained continuously for three days.

continuous
(Bilgisayar) sürekli yazıcı
passing
geçerek

Sürücü sınavını geçerek herkesi şaşırttı. - He amazed everyone by passing his driving test.

Ken sınavı geçerek yüzünün akıyla çıktı. - Ken saved his face by passing the examination.

passing
{i} geçit
passing
geçen

Dan geçen bir kamyonetin çatısına indi. - Dan landed onto the roof of a passing van.

Geçen bir gemi tarafından kurtarıldılar. - They were rescued by a passing ship.

continuous
continuously mütemadiyen
continuous
(Tıp) Devamlı, fasılasız
continuous
{s} devam eden
continuous
aynı sayfa
continuous
(printer) sürekli (yazıcı)
continuous
{s} zincirleme
passing
çabuk geçen rasgele olan
passing
ölüm/geçiş
passing
{s} gelip geçici

Onlar gerçekten bunun gelip geçici bir heves olduğunu kabul etmek istemiyor. - They don't want to admit that it's really a passing fad.

Deutsch - Englisch
through …
continuous
passing
passing through