O, karışıklıktan yararlanarak ortadan kayboldu.
- He disappeared, taking advantage of the confusion.
354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.
- Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.
Elektrik kesildiğinde herkes şaşkınlık içinde koşuşturuyordu.
- When the electricity went off everyone was rushing about in a state of confusion.
Tom, Mary'nin yüzünde bir şaşkınlık bakışı gördü.
- Tom saw a look of confusion on Mary's face.
Kaos ve yasa arasında bir denge olmalı.
- There must be a balance between chaos and law.
Kaosun antitezi düzendir.
- Cosmos is the antithesis of chaos.
The Diet broke up in confusion.
- Das Parlament ging im Durcheinander auseinader.
A lot of things happened and my schedule was messed up.
- Es geschahen eine Menge Dinge und mein Zeitplan war durcheinandergewirbelt.