O, tamamen şans eseri Sam ile karşılaştı.
- He met Sam purely by chance.
Bir trende şans eseri onunla tanıştım.
- I met her by chance on a train.
Dün bir restoranda onunla tesadüfen tanıştım.
- I met her by chance at a restaurant yesterday.
Onunla tesadüfen yolda karşılaştım.
- By chance, I met her in the street.