Türkisch - Englisch
Definition von durak im Türkisch Englisch wörterbuch
- stop
I think we get off at the next stop.
-Sanırım bir sonraki durakta ineceğiz.
Helen got off at the next stop.
-Helen sonraki durakta indi.
- station
Get off the train at the next station.
-Bir sonraki durakta trenden in.
I am getting off at the next station.
-Gelecek durakta iniyorum.
- rest
- depot
- (Dilbilim) hold
- full-stop
- (Bilgisayar) hop
- lay-by
- bus stop
Tom saw a boy waiting at the bus stop.
-Tom durakta bekleyen bir çocuk gördü.
Raised kerbs at bus stops should be mandatory.
-Otobüs duraklarında yükseltilmiş bordürler zorunlu olmalıdır.
- mus. tonic note
- full point
- stopping place
- caesura
- poet. caesura
- full stop
- stand
- stop, bus stop; halt, pause, break; rest
- (bus, train, etc.) stop
- mus. rest
- halt, pause, break
- pause
Tom pressed the pause button.
-Tom duraklatma butonuna bastı.
Tom paused momentarily.
-Tom bir an için durakladı.
- stending
- cease
- durak (metroya ait)
- station
- durak günlüğü
- (Bilgisayar) station log
- durak işareti
- (Muzik) hold
- durak noktası
- (Muzik) organ point
- durak istasyonu
- (Askeri) decompression habitat
- durak tankı
- (Askeri) decompression bottle
- durak tüpü
- (Askeri) decompression bottles
- sonraki durak
- (Bilgisayar) next hop
- bana dur durak yok
- i am on my legs all day
- bir sonraki durak lütfen
- Next stop please
- bir sonraki durak nerede
- Where is the next stop
- buradan sonra kaç durak var
- How many stops from here
- ihtiyari durak
- 1. place where buses stop only at a passenger's request. 2. rail. whistle-stop, flag stop, flag station
- son durak
- last stop
- son durak
- Terminus
- son durak
- terminal
- uyku durak chance
- to rest, chance to catch one's breath, breathing spell; moment's peace: Bende uyku durak bırakmamıştın. You didn't give me a moment's peace
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von durak im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Bir ölçü uzunluğunda susma
- Tren, tramvay, otobüs, minibüs gibi genel taşıtların durmak zorunda olduğu veya durabileceği yer: "İlk durakta otobüsten atlayarak geriye döndüm."- S. F. Abasıyanık
- Konuşmada, anlamın gerektirdiği biçimde kelimeler arasındaki ses kesintisi
- Diyafram değeri
- Tren, tramvay, otobüs, minibüs gibi genel taşıtların durmak zorunda olduğu veya durabileceği yer
- Hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerde ölçü kalıpları içindeki durma yerleri
- Cümle sonundaki nokta
- tevakkuf mahalli