Biz kumul üzerinde yürüdük.
- We walked on the dune.
Ben yüksek kumuldan tüm adayı görebilirdim.
- From the high dune, I could see the whole island.
Yüksek bir kum tepeciğinden bütün adayı görebildim.
- From the tall dune I could see over the whole island.
Denizden kum tepelerinin üzerinde canlı bir rüzgar patladı.
- A crisp wind blew up over the sand dunes from the sea.
Onlar kum tepelerinin üzerinde çıplak ayakla yürüdüler.
- They walked barefoot over the sand dunes.