Onunla konuşmaya çalıştığımda, ben her zaman kekelemekten ya da aptalca bir şey yapmaktan daha fazlasını yapamayacak kadar kendimi çok utangaç buldum.
- When I tried to speak to her, I always found myself too shy to do more than stammer or say something stupid.
Öyle aptalca bir şeyi sana ne söyletti?
- What made you say such a stupid thing as that?
Ona inanman aptallıktır.
- It is stupid of you to believe in him.
Söylenemeyecek kadar aptalca olan her şey söylenir.
- Everything too stupid to say is sung.
Salakça bir hata yaptım.
- I made a stupid mistake.
İnanılamayacak kadar salaksın.
- You're unbelievably stupid.
Onu yapmak ahmaklıktı.
- Doing that was stupid.
Ergenler birçok ahmakça şeyler yaparlar.
- Teenagers do a lot of stupid things.